Dheepan Filmi 1 Ocak’ta Sinemalarda

915

Dheepan, aşkı, sevgiyi, savaşmayı ama en çok da aile olabilmeyi bize baştan öğreten, son dakikasına kadar nefeslerinizi tutarak izleyeceğiniz, yılın Altın Palmiye ödüllü filmi.

Başta Coen kardeşler ve Xavier Dolan olmak üzere tüm Cannes jürisini kendine hayran bırakan PAS VE KEMİK ve YERALTI PEYGAMBERİ filmleriyle tanıdığımız Jacques Audiard’ın Cannes’ın büyük ödülünü kazanan son filmi, Paris’te Sri Lankalı üç mülteci üzerinden tüm dünyadaki sığınmacıların çektiği zorlukları ele alıyor. Filme adını veren Dheepan’ı 1980’lerde Tamil Kaplanları’nda çocuk asker olan romancı Antonythasan Jesuthasan canlandırıyor. Sri Lanka’da sona eren iç savaştan kaçabilmek için Dheepan, bir kadın ve bir kız çocuğuyla bir aileymiş gibi davranarak mülteci olarak Fransa’ya gider. Paris dışındaki bir toplu konuta yerleştirilen üçlü, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken bir yandan da gündelik şiddetle ve “ailevi” meselelerle uğraşmak zorunda kalacaktır.

- Reklamlar -

Aşkı, sevgiyi, savaşmayı ama en çok da aile olabilmeyi bize baştan öğreten, son dakikasına kadar nefeslerinizi tutarak izleyeceğiniz, yılın Altın Palmiye ödüllü filmi.

DHEEPAN, Audiard’ın alışık olduğumuz şiirselliği ile birbirini tanımayan üç göçmenin yabancı bir ülkede aile olmaya ve hayatta kalmaya çalışmalarının büyüleyici ve dokunaklı hikayesi. Şiddetin pençesinden kurtulmak için kaçan savaşçı DHEEPAN’ın bu sefer günlük hayatın şiddetine takılması ve yeniden sadece sevdikleri için çok daha kırılgan bir savaşa soyunmasının samimi ve nefes kesen hikayesi.

Coen kardeşlerin ifadesiyle, “DHEEPAN son derece samimi portrelerle, Tamil göçmenlerinin son derece tehlikeli bir ortamda ürkekçe aile sıcaklığını yeniden yaratma çabalarını bizlere anlatışı ile insanın içine işliyor. Film, Sri Lanka’lı ikili Antonythasan Jesuthasan ve Kalieaswari Srinivasanbutis’in muhteşem oyunculukları ile de gücüne güç katıyor.”

Yönetmen Görüşü: Jacques Audiard

Dheepan Filmi 1 Ocak'ta Sinemalarda

 

“Şimdi ise sevdikleri için savaşıyor”

Dheepan’ın çıkış noktası neydi?

Uzun zamandır, YERALTI PEYGAMBERİ’ni bitirdiğimden beri aklımda olan bir projeydi. Artık unutulmaya yüz tutacakken, ortak senarist arkadaşlarım Noe Debre ve Thomas Bidegain tekrar gün yüzüne çıkardılar. İlk başta sanki 1971 yapımı KÖPEKLER’i tekrar mı çekiyoruz gibi düşünsek de, senaryonun son hali kesinlikle ona hiç benzemiyordu. Aslında ben daha çok bir aşk hikayesi yapmak istiyordum. İlk başlarda filmin türünü bir Truva atı gibi kullandık, aynen böyleydi ama daha karanlık bir tondaydı. Ancak türü bu şekilde kullanmak, aptalca ve tepki çekici gibi bir tür yaratmaktansa “daha aklı başında” bir film ortaya çıkardı. Böylece senaryoyu hızlı bir şekilde tekrar bu çift ve aşk üzerine kurduk. Ayrıca o zamanlar Montesquieu’nun Acem Mektupları’nda bir kavram vardı; Acem kime denir? Fransa’da geçen ve karakterlerin Tamilce konuştuğu bir Fransız filmi yapmak… Proje ilk başlarda çok çılgınca geliyordu. Yabancı oyuncular buldum ve her şeyi elimden geldiğince zorladım. Bu aşamada projenin, yaratım ve yapım özgürlüğü gerektiren bir sürece ihtiyacı olduğunu hissettim. Dolayısıyla senaryo çekim sürecinde oldukça değişti. Aslında bunu çok sık yaparım ama mesela PAS VE KEMİK gibi bir filmde bu tür bir doğaçlama pek işe yaramamıştı. Açıkçası, %90 senaryoya bağlı kalarak çektiğim şeylerin hepsi filmde yer alır.

Film, şiddet ve savaş ortamından kaçarken kendilerini şehir hayatında ama yine benzer bir durumun içinde bulan sahte bir aile ile ilgili. Bununla beraber siz bu iki tür şiddet ile ilgili son derece belirsiz bir tutum izliyorsunuz. Neden?

Bu filmin yapım sürecinde gelişen bir şeydi. Özgün halinde DHEEPAN, yanlışları düzeltmeye çalışan daha doğrucu biriydi ama ben öyle olmasını istemedim. Sri Lanka’daki iç savaş hakkında bir belgesel yapmak istemiyordum veya toplumun beli bir kesimi üzerine. Ancak bütün bu olan bitenleri ve yaşananları, setin bir parçası olan birer duvar kağıdı gibi gördüğünüzde onları gerçekten tarif etmenize gerek kalmıyor. Aslında onları gerçekten tarif de edemem. Dolayısıyla kendime dedim ki, birçok ayrıntıyı çıkarmam gerekiyor. Bütün bu yaşanan olayları karakterlerin bir parçası haline getirmek için bir yol bulmaya çalışmak benim daha çok ilgimi çekti.

Film bir aşk hikâyesi çevresinde ilerlese de, şiddet hala sizin tercih ettiğiniz konulardan biri.

Nedenini ben de hiç anlamadım. Gerçekten bunun şiddet olduğunu mu düşünüyorsunuz? Aslında ben sadece dramatik çatışmayı daha iyi verebilmek ve duyguları artırmak için kullandığımı düşünüyorum. Düzmece bir geçmişle bir araya gelen sahte bir aile sonunda nasıl gerçekten bir aile olabilir? Özünde ilk önce Dheepan, politik sebepler için savaşmıştı, şimdi ise sevdikleri için savaşıyor. Tamam “Savaşmak” kelimesi hala görünür halde, bunun asıl sebebi ele geçirmek zorunda olduğu, ona hiçbir zaman gümüş tepside sunulmayan bir şeyi elde etmeye çalışmak zorunda olması.

Biçimsel düzlemde nasıl bir şeyi amaçlıyordunuz?

İlk başlarda kendime, ışık ve görüntüyle ilgili belirli bir bakış açısı belirlemeliydim ve bunu da film çekimi sırasında kendime uyarlamalıydım. Belirgin biçimsel efektler filmde işe yaramadı. Öncesinde titizlikle tasarlanan ve çalışılan hiçbir şey filmin çekimleri sırasında işe yaramadı. Steadycam ile olanlar, iç mekân sahnelerinin çerçevelenmesi… Dolayısıyla aslında bu anlamda film biraz mütevazı bir film ama oyunda küçük kahramanları ortalara ve önlere yerleştirilmesi gibi bazı sinemasal unsurlar da var. Ayrıca, görüntü yönetimini ve müziği değiştirmek zorundaydım, aynı ekiple çok uzun zaman çalıştığınızda, neyi ne kadar iyi istediğinizi biliyorlar.

FilmArtı Film ile yeni yıla güzel bir başlangıç yapabilirsiniz.

Dheepan Fragmanı

Önceki İçerikBenedict Cumberbatch Doctor Strange Kostümü ile Karşınızda
Sonraki İçerikLamborghini Filmi Bir Biyografi ile Birlikte Geliyor
Emre Arısoy
Tam bir film manyağıyım. Film izlemeden bir gün geçirmişliğim yoktur. "Sonra durdum dedim ki madem izliyorum neden yazmıyorum?" ve yazmaya karar verdim :)